Obezite Cerrahisi
Obezite cerrahisi diyet, spor ve ilaçlarla tedavi edilemeyen kilo problemlerinin tedavisinde uygulanan cerrahi bir işlemdir. Obezite ameliyatları farklı tiplere ayrılmaktadır. Ameliyat dışında tüm tedavi yöntemlerini denemiş ancak başarılı olamayan hastalarda tercih edilmektedir. Vücut kitle indeksi 40'ın üzerinde olanlar ameliyat olabilir. Vücut kitle indeksi 35-40 arasındaysa ve hastanın uyku apne sendromu, hipoventilasyon sendromu, yüksek trigliserit düzeyi, karaciğer yağlanması gibi ek bir hastalığı varsa obezite cerrahisi tercih edilebilir. Kan şekeri medikal tedavilerle kontrol altına alınamayan şeker hastalarına da obezite cerrahisi önerilmektedir.
Obezite Ameliyatı Çeşitleri Nelerdir?
Obezite cerrahisi sırasında kullanılan çeşitli teknikler vardır. Bunlardan hangisinin uygulanacağına doktor ve hasta birlikte karar verir. Alakalı seçeneklerden bazıları şunlardır:
Tüp Mide Ameliyatı
Bu yöntem tercih edilirse hastanın midesinin %80-90'ı çıkarılır. Midenin tüp haline getirildiği bu ameliyat kapalı yöntemle 1-2 saat içinde gerçekleştirilir. Ameliyattan sonra hasta 2 hafta sıvı gıdalarla beslenmelidir. Sonraki iki hafta boyunca sadece yumuşak yiyecekler tüketilmelidir. Normal beslenmeye geçiş operasyondan 1 ay sonra mümkündür. Bu yöntemde midenin fundus adı verilen kısmı tamamen çıkarılır. Ghrelin hormonunun salınımı engellenir ve iştah azalır.
Mide balonu
Mide balonu uygulamasında içi hava veya sıvı ile dolu bir balon endoskop yardımıyla mideye sokulur. Ameliyat hafif anestezi altında yapılır ve 15-20 dakika sürer. Midenin besin alma kapasitesini azaltan bu operasyon, kişinin daha az yemek yemesini ve daha çabuk tok hissetmesini sağlar. Hastanın birkaç ayda 7-8 kilo vermesi mümkündür. Ancak balon kişinin vücudunda 1 yıldan fazla kalamaz. Bu süre içerisinde endoskopik yöntemle çıkarılmalıdır. Balon çıkarıldıktan sonra hastanın eski yaşantısına dönmesi ve diyeti bırakması elbette ki verdiği kiloların geri alınmasına yol açacaktır.
Mide baypası
Obezite cerrahisi türleri arasında yer alan bu yöntem midenin iki kısma ayrılması esasına dayanır. İnce bağırsağın bir kısmı yeni oluşan küçük mide ile birleşir. Bu işlem sırasında duodenum bypass edilir. Kalori alımını kısıtlayan bu yöntem aynı zamanda hastaların tükettiği besinlerin emilimini de azaltır. Obeziteye bağlı cerrahi işlemler arasında en sık uygulananlardan biri olan Gastrik By-pass'ın metabolik etkinliği yüksektir. Hastanın kilo verme süreci 1 buçuk yıla kadar devam edebilir. Hastalar uzun süre vitamin takviyesine ihtiyaç duyabilirler.
Bu ameliyatın daha kolay bir modifikasyonu var: Mini Gastrik By-Pass. Bu ameliyatta uzun bir mide poşu oluşturulur. Baştan 2 metre sonra gelen ince bağırsak bu mide poşuyla birleşir. Operasyonun maliyeti daha düşük ve süresi daha kısadır. Ancak kilo vermede ve diyabetle mücadelede oldukça başarılıdır.
Duodenal Anahtar
Bu süreç metabolizma üzerinde doğrudan bir etkiye sahiptir. Daha fazla kilo kaybı sağlar. Vücut kitle indeksi 50 Kg/m2 üzerinde bulunan hastalar için uygundur. Fazla kiloların neden olduğu yüksek kolesterol, hipertansiyon ve diyabet gibi hastalıkların tedavisinde büyük rol oynar. Ancak bu tip ameliyatların iki önemli riski vardır: Yağ emilimini azalttığı için protein ve vitamin eksikliklerine yol açabilir ve bazı hastalarda kronik ishal görülebilir.